Biz insanlar bu dünyada geçici biz zaman için bulunuyoruz. Bu geçici zamanda Yüce Allah’ın rızasını kazanmak ise en büyük amacımız. Bu amacı gerçekleştirmek için ise bu kısa vaktimizi olabilecek en verimli şekilde kullanmamız gerekir. Hayatımızı verimli kılacak ve dünya hayatımızda yaptıklarımızı bereketlendirecek şeylerden biri de sabah erken kalkmaktır.
Sabahları erken kalkmak ve işlere erkenden başlamak işlerimizi geç kalkmış halimize göre daha erkenden bitirmemizi sağlar. Yapmamız gerekenler hususunda zaman kıtlığımızı azaltır ve bize her gün için ek süreler sağlamış olur.
Ders çalışma, okul okuma ve üniversiteye hazırlanma dönemlerindeki genç kardeşlerimiz için ise ayrıyeten bir öneme sahiptir. Çünkü beynimiz ilk uyandığında bir sünger gibidir. Yeni bilgileri adeta emdiği gibi günün ilk saatlerinde yapılan çalışmalar karşısında daha dinç karşılık verir. Hatta her insanın bir irade ölçüsü vardır. Gün içerisinde yapmak istemeyip de yaptığımız işlerle bu günlük irademiz azalır. Ders çalışırken, etrafı toparlarken gibi örnekler verebiliriz. Bu yüzden sabahları çok kararlı olsak da akşamları veya gece yatmaya yakın irademizi kullanamadığımız olur. Mesela sabah çok kararlı başladığımız diyetlerimizi geceye doğru bozmaya daha meyilliyizdir. Çünkü kullanacak irademiz kalmamıştır.
İrade de kaslarımız gibi zorladıkça gelişen bir şeydir. Ufak davranışlarla iradenizi uzun vadede küçük küçük zorlamak bu uzun süre sonunda iradenizin gelişmesini sağlar. Tam tersi de yani ufak davranışlarla iradenizi kullanmanız gereken işlerden fire vermek, ders çalışmanız gereken zamanlarda telefonla uğraşmak, yememeniz gereken tatlıları “Bir kereden bir şey olmaz.” diyerek yemek de iradenizi uzun vadede zayıflatır. Özellikle sabahları erkenden uyanmışken “Biraz daha uyuyayım.” diye geri uyumakla hem gün içinde kullanabileceğiniz 3-4 saati de uyuyarak geçirmiş olursunuz hem de güne kararlı başlayamadığınız için büyük ihtimalle birçok işten fire vererek günü bitirirsiniz.
Sadece günümüz dünyasındaki bilimin ve bilgilerin sabahların faydaları hakkındaki çok küçük bir kısmıdır bunlar. Bir de dini boyuttan bakalım. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sabahın erken saatlerinde iş yapmak hususunda şunu buyurmuştur: “Sabahın erken saatlerinde bereket ve başarı vardır.” Sadece önceki paragraflarda anlatılanların özetini 1400 sene öncesinden Peygamber Efendimiz bizlere müjdelemiştir.
“Dünya’nın üzerine doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.” diye tasvir edilen sabah namazı ise sonsuz armağanlar sahibi olan Allah’ın bizlere bahşettiği bir şeydir. Günün bu verimli vakitlerinde kalkmamızı sağlamakta ve bunun karşılığında koskoca dünyadaki her şeyden daha fazla hayır olduğunu belirterek bizleri teşvik etmektedir. “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” Necm, 39.
Tam tersi de geçerlidir. Sabah vakitlerinde güneş doğduktan kerahet vaktine kadar olan sürede yani 45-50 dakikalık bir zamanda uyumak hadislerce rızka mani görülmüştür. Her günün bir rızkı vardır. Fakat o rızkın şartı kişinin gayretidir. Bir hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sabah namazından sonra uyumak rızka manidir.”
Sabah erken uyanıp yine de uykusunu arttırmak isteyenlere ise bir sünnet olan kaylule uykusunu önerebiliriz. Öğlen saatlerinde yaklaşık 12.00-13.00 aralığında yarım saati geçmeyecek şekilde uyumak hem bir Peygamber Efendimizin (s.a.v.) bir davranışıdır hem de neredeyse %400 verimliliği ile uyunan o 30 dakikalık süreyi 2 saat verimine çıkartır. Dünyada her bir anını değerlendirmeye çalışan insanların öğleden sonrasını da dinçleştirmekle kalmak verimlilik hususunda neredeyse her gün 1.5 saatlik bir zamanı hanemize ekletmiş ve yaşatmış kadar olur.
Sabahları erken kalkmanın faydaları ve önemi hakkında hem bilimsel hem de dini olarak bunca hakikat varken bize düşen de bu bilgileri öğrenmişken çöpe atmamak ve uygulamak olacaktır. Rabbim bizi sabahın bereketinden mahrum etmesin inşallah!