Fark Edemediğimiz O Büyük Nimet: Var Olmak

Bazen sanki her şey istediğimiz gibi olmalıymış gibi davranıyoruz. İstediğimiz şeylere kavuşamayınca üzülüyor, sinirleniyor belki isyana gidecek sözleri gafletle söyleyebiliyoruz. “Bir gün yüzü görmedim!” “Yaşadıklarım reva mıydı?” gibi cümleler kurarak mutlak yaratıcı olan Allah’ın sanki bize bir şeyler borçlu olduğunu söylüyoruz (Haşa!). Oysa olayların en başına dönsek ve sadece o nimete baksak göreceğiz ki Allah bize öyle bir nimet vermiş ki, bu nimete ayrı ve bu nimetten sonraki nimetlere ayrı şükretsek yeridir. Bu nimet var olmamızdır.

Bir an var olmadığımızı düşünelim. Ailemiz, akrabalarımız veya arkadaşlarımız için bir önemi olur muydu? Hiç var olmamış birisinin özlemini duyabilir ve bizi özleyebilirler miydi? Tabi ki de hayır. Nasıl şu an varlık sahası içerisinde var olmamış belki sonsuz olasılığı özlemiyorsak öyle de biz de o hiçlik okyanusunun bir parçası olurduk. Kimse tarafından bilinmezdik.

Allah bizi alıp o sonsuz boşluktan ve hiçlikten çıkardı ve bizi var etti, yarattı. Artık bu yaratılmışlar arasında bir yerimiz vardı. Ama bu nimetin güzelliği burada da bitmedi. Allah bizi ne bir taş yarattı ne bir hayvan. Ne bir bitki olduk ne bir maden. Dünya sınavı bittikten sonra yok olacak bu şeyler yerine bizi yeryüzünün en şereflisi olan “insan” olarak yarattı. Bizleri dünyanın halifesi kıldı.

Sadece bu kadardır desek yanlış olur. Sonsuz rahmet sahibi olan Rabbimiz bizi insan olarak yaratmakla da bize verdiği nimetini bitirmedi. Bizi aldı ve İslamiyet ile iç içe olan bir ülkede bizim gözlerimizi açtı. Bize Müslüman olarak yaşayabileceğimiz bir yuva verdi. Hatta şu an bunu okuyorsun ya kardeşim. Allah, sana dünya hayatının geçici zevklerini bırakıp dininle imanınla uğraşmayı nasip etti. Belki bugün kendini Müslüman olarak tanımlayıp ne yazık ki diniyle, imanıyla hiç uğraşmayan; bu büyük konuları hiç umursamayan birisi de olabilirdin. Ama Allah belki aldığın küçük bir dua karşılığında, belki işlediğin küçük bir sevap karşılığında seni kendi yolunda tuttu. Sen o yolda 1 adım attıkça, Allah sana 10 adımlık yol daha gösterdi.

Yaratıldın ve doğdun yetmedi! Doğduğun andan bu yaşına kadar geçen zamanı düşün. 10 yıl oldu mu? 25? 40? 60? Bunca yıl seni yaşatması da bir rahmet değil miydi? Sana yaşaman için bu kadar sağlık vermesi, senin kendini düzeltmen ve Allah yolunda ilerlemen için zaman vermesi bile koskocaman bir nimet değil mi? “Hiçbiriniz ölmeyi istemesin. Zira ölmeyi isteyen kimse eğer iyi biriyse, belki daha çok hayır ve iyilik yapar. Şayet kötü biriyse, olabilir ki, tövbe edip Allah’ın rızâsını kazanmaya çalışır.” (Buhârî, Temennî 6; Müslim, Zikir 10. Ayrıca bk. Nesâî, Cenâiz 1; İbni Mâce, Zühd, 31)

Son olarak sen doğduğunda ne senin ne de başka bir yaratılmışın öyle bir fabrikayı inşa etmesi değil işlettirmesi bile mümkün olmayan vücut cihazlarını verdi. Sen uyanıkken de uyurken de kalbini çalıştırdı. Senin haberin yokken bile göz kapaklarını gözlerin kurumasın diye günde 50000’den fazla kapatıp açtı. Mideni senin emrine kıldı. Senin işin sadece yemek yemeyi isteyip ondan geçici bir lezzet almakken, vücudunun yakıtlarını gerekli yerlere tek tek iletti. Sadece maddesel de değil seni manevi letaifler ile donattı. Sana duygular verdi. Hisler verdi.

“Hâlbuki Allah’ın nimetini saymaya kalksanız onu sayamazsınız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Nahl, 18). Bunca şey yazdık ama Allah’ın sadece yaratırken bize verdiği nimetlerin binde birini bile bitiremedik. Doğduğumuz andan itibaren bizi bir anne şefkatiyle birlikte yaşatması. Aile büyüklerimizin biz aciz bir bebekken sanki bir sultanmışız gibi etrafımızda pervane olup ihtiyaçlarımızı halletmesine kadar. Bütün bunlar arasındaki nimetleri bile saysak bitiremeyiz.

Bunca nimet arasında ne zaman istediğimiz bir şeye kavuşamadığımızda, biz daha istemeden aldığımız sayısız nimeti hatırlayalım. Bütün bunlara karşılık Allah’ımızın bizden istediği şey ise “şükürdür”. Ağzımızdan çıkan her bir “Elhamdülillah!” kelimesi havadaki zerrelere tutunup bizi Rabbimize daha da yaklaştırmaya vesile olacaktır inşallah.

Allah bizi nimetinin şükrünü yapan kullarından eylesin!

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir