İçim Daralıyor

İçin daralıyor, bu dünyaya sığmıyorsun bazen. Bir kafeste hapsolmuş gibisin. Biraz teneffüs etmeye ihtiyacın var sanki. İçinden bir ses “ebed, ebed!” diye bağırıyor. Bu sesi duymamazlıktan gelemezsin.

Evet, ruhun duymamazlıktan gelinemeyecek bir şiddetle ebediyeti arzuluyor. Çıkmak istiyorsun bu kafesten. Peki sonsuzluğu bu kadar arzularken, iş icraat noktasına geldiğinde de o kadar arzulu oluyor musun? Yoksa yalnızca Bâkî bir zâta sığınarak karşılayabileceğin o ebed arzusunu, üstünde fânî damgası bulunan şeylere kalbini bağlayarak mı karşılamaya çalışıyorsun?

“Evet, kim kendi uyanık vicdanını dinlerse, “Ebed, ebed!” sesini işitecektir. Bütün kâinat o vicdana verilse, ebede karşı olan ihtiyacının yerini dolduramaz.”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir