Neden kalbin ve ruhun gıdası olan iman hakikatlerini öğrenmeye, yaşamaya, yaşatmaya merakın yok?
Nefsinin hoşuna giden şeyleri yapma hususundaki şevk, neden ahirete yönelik işlere gelince sönük kalıyor?
Neden kalbin ve ruhun gıdası olan iman hakikatlerini öğrenmeye, yaşamaya, yaşatmaya merakın yok?
Nefsinin hoşuna giden şeyleri yapma hususundaki şevk, neden ahirete yönelik işlere gelince sönük kalıyor?
İhtiyacın mı yok? Veya ihtiyacını hissettirmeyecek kadar kalın bir gaflet perdesi mi var arada?
Ancak yemeğe ihtiyacını hisseden adam karnını doyurma derdine girebilir. Peki sen hiç ahiretini kurtarmakla dertlendin mi?
Bu yüzden kaç kere uykuların kaçtı?
Belki de hiç. Çünkü ihtiyacını hissetmedin…Bir insanın hayatındaki öncelikler, onun ihtiyaçlarına göre değişiyor.
Peki, ahirete yönelik işler, hayatındaki önceliklerin arasında yoksa buradan ne çıkartabiliriz?
Evet, ihtiyacımızı hissetmiyoruz. İşlediğimiz günahlardan dolayı öyle bir; gaflet sarhoşluğu içindeyiz ki, manevi
organlarımızın çığlıklarını duyamıyoruz.
Farkında olmadan bir bataklığın içine girmişiz ve battıkça batıyoruz. Fakat hâlâ iş işten geçmiş değil.
Bizi o bataklıktan kurtaracak dua gibi bir silah elimize verilmiş. O silahı kullanmalı ve tekrar obataklığa girmekten, ateşten kaçar gibi kaçmalıyız.
Bir daha düşmemek için Allah’a sığınmalı ve “Allah’ım ihtiyacımı hissettir!” diye samimâne yalvarmalıyız.