Hemen her ebeveyn çocuğunun hayatta iyi yerlere gelmesini, başarılı olmasını ister. Bu yolda büyük fedakarlıklar yapar. Şüphesiz bunları yapmalarına sebep olan şey onlarda evlatlarına karşı bulunan şiddetli şefkat damarıdır.
Fakat ne yazık ki birçok ebeveyn evlatlarına karşı olan bu şiddetli şefkat damarını onların aleyhinde kullanıyor. Buna en büyük örnekte çocuğunun bu hayatta başarılı olmasını isteyip, asıl gerçek hayat olan âhiretteki vaziyetini düşünmeyerek, farkında olmadan onu telafisi olmayacak olan bir zarara sokan ebeyevnlerdir.

Bediüzzaman Hazretleri bu asrın insanının anlayışına uygun bir Kur’ân tefsiri olan Risale-i Nur eserlerinde sosyal hayatta önemli bir yer oluşturan çocuklara şefkatle ilgili şu cümleyi bir örnek vererek istifademize sunuyor:
“O şefkatli valide, çocuğunun hayat-ı dünyeviyede tehlikeye girmemesi, istifade ve fayda görmesi için her fedakarlığı nazara alır, onu öyle terbiye eder. ‘Oğlum paşa olsun’ diye bütün malını verir, hafız mektebinden alır, Avrupa’ya gönderir.”

Ebeveynler çocuklarının bu dünya hayatını düşündüğü kadar ahiret hayatınıda düşünmek zorundadır. Çocuklara verilecek terbiye ve ahlak dersleri ile onların nasıl bir insan olacağına büyük katkı sağlayabilirler. Bu katkıyı sağlanamazsa ahirette anne ve babalardan şekva edip davacı olabilirler. Bu yüzden ebeveynler öncelikli olarak çocukların ahiret hayatını düşünüp ona göre bir yetişme tarzı oluşturmalıdırlar.